Piyasa 5 yeni adım daha bekliyor

Birol BOZKURT

Yılın ilk toplantısında faizi 250 baz puan artırarak yüzde 45’e yükselten Merkez Bankası, sıkılaştırma adımlarına devam ediyor.

Bu kapsamda, Türk Lirası mevduata geçişin desteklenmesi amacıyla yeni bir adım daha atıldı. Buna göre, zorunlu karşılık uygulamasında; piyasa mekanizmalarının işlevselliğini artıracak, makro finansal istikrarı güçlendirecek ve miktarsal sıkılaştırma yoluyla parasal aktarımın desteklenmesini sağlayacak değişikliler yapılması kararı alındı.

Kararın ardından DÜNYA’ya açıklamalarda bulunan bankacılar Merkez Bankası’ndan 5 yeni adım daha bekliyor. Bunlardan ilki aynı önceki akşam olduğu gibi başta DTH olmak zorunlu karşılık adımlarının devam etmesi. Yeni bir hamle olarak yılda 4 defa likidite senedi ihracının yapılması, depo ihalelerinde vade çeşitlendirilmesi gibi APİ işlemlerinin yapılması, bankalara devlet tahvili satışı ve çok daha aktif bir likidite politikası izlenmesi.

Merkez Bankası önceki akşam yaptığı düzenleme ile kur koruması sağlanan hesaplar için zorunlu karşılık oranlarının 6 aya kadar olan vadelerde yüzde 30’dan yüzde 25’e indirilmesine, yabancı para cinsinden mevduat/katılım fonu (yurt dışı bankalar mevduatı/ katılım fonu ve kıymetli maden depo hesapları hariç) için tüm vadelerde TL cinsinden tesis edilen ilave zorunlu karşılık oranının yüzde 4’ten yüzde 8’e yükseltilmesine karar verdi.

Merkez Bankası’ndan yapılan açıklamada söz konusu düzenlemelerle TL mevduata geçişe yönelik adımlar güçlendirilirken, miktarsal sıkılaştırma sürecine devam edildiği belirtildi. Merkez Bankası’nın attığı bu adımları sorduğumuz bankacılık kaynakları ve piyasa uzmanları atılan adımın KKM hesaplarından çıkan paranın DTH’lara gitmesini önleme amacı olduğunu ve ayrıca sınırlı da olsa likidite fazlasının zorunlu karşılık adımıyla çekilmesinin hedeflendiğini söylüyor.

Yapılan hesaplamalara göre zorunlu karşılık adımı ile piyasadan 70-100 milyar TL arası bir likidite fazlasının çekilmesi bekleniyor. TCMB’nin önceki gün piyasadan çektiği likidite fazlası 732 milyar TL ile 2011 yılından bu yana en yüksek seviyeye çıkmıştı. Zorunlu karşılık tarafında atılan son adımın, likidite fazlası nedeniyle TL mevduat faizlerinde görülen düşüşe etkisinin ise çok sınırlı düzeyde kalması bekleniyor.

Merkez Bankası’ndan beklenen adımlar

Bankacılık kaynakları ve ekonomistlere Merkez Bankası’nın önümüzdeki günlerde atması muhtemel adımlarını da sorduk. Bu kapsamda uzmanlar ilk adım olarak TCMB’den likidite senedi ihraç etmesini bekliyor. Böylece TCMB piyasada oluşan likidite fazlasını likidite senedi ihraç ederek çekebilir. Bir diğer adım olarak depo ihalelerinde vade çeşitlendirmesi bekleniyor. Şu anda vade 91 gün ile sınırlı. Yapılacak bir düzenleme ile depo ihalelerinde vade sayısı artırılabilir.

Ayrıca TL mevduatları daha cazip hale getirecek adımlara ek olarak DTH’ların zorunlu karşılıklarında sıkılaşma düzeyinin artırılabileceğini vurgulayan uzmanlar, aktif bir likidite politikası uygulanması gerektiğini söylüyor. Ayrıca TCMB’nin elindeki devlet tahvillerini bankalara satma ihtimali olduğunu da söyleyen uzmanlar bu ihtimalin en düşük ihtimal olduğunu ve piyasayı etkileyecek çok anlamlı bir miktarı olmayacağı görüşünde.

Merkez’den beklenen adımlar

1 – DTH’lara yeni ZK sıkılaşması

2 -Likidite senedi ihracı

3 – Depo ihalelerinde vade çeşitlendirmesi

4 -Bankalara devlet tahvili satışı

5 – Aktif likidite politikası

A1 Capital Genel Müdür Yardımcısı Baki Atılal: TL mevduat faizlerinde bir miktar yükseliş görülebilir

Amaç KKM’den çıkıp döviz mevduatına gidesi olanları KKM’de tutmak. Böylece dövize talep olmasını engelleyip kura müdahale için rezerv kullanılmasının önüne geçmek…

Bunun sonucunda bankalar KKM’ye daha yüksek faiz, döviz mevduata daha düşük faiz önereceklerdir. Yan ek olarak da TL’nin sıkılaşması nedeniyle düşüşe geçmiş olan TL mevduat faizlerinde de artış görmeyi beklemekteyiz. Makro ihtiyati tedbirler açısından olumlu ama mevduat bankaları için sınırlı olumsuz etkisi olabilir. Banka mali tablolarına anlamlı etkisi olmaz.

BBVA Küresel Piyasalar Direktörü Tufan Cömert: Düzenlemenin amacı sistemdeki fazla likiditeyi çekmek

TCMB kararına göre bankalar, TL cinsinden tutulması gereken döviz cinsinden mevduat ve katılım fonlarına halen uygulanan mevcut yüzde 4’ün üzerine ilave yüzde 4 daha karşılık ayıracak. Bununla sistemden yaklaşık 200 milyar TL çekilmesi muhtemel.

Ancak TCMB aynı zamanda KKM hesaplarına uygulanan zorunlu karşılık oranlarını %30’dan %25’e düşürerek sisteme bir miktar ilave TL likidite sağlıyor. KKM hesaplarının tamamı 2,5 trilyon TL civarında, basit bir hesaplama bize %5’lik kesintinin sisteme 125 milyar TL ekstra likidite sağlayacağını gösteriyor. Sonuçta bu iki karar net olarak 70-80 milyar TL’nin sistemden çekilmesiyle sonuçlanacak.

Şu anda TCMB sistemden 665 milyar TL’yi sterilize ediyor, dolayısıyla bu kararların öncelikli olarak sistemdeki fazla likiditeyi temizlemek anlamına gelmediği açık. Temel amaç yatırımcıyı KKM’den TL mevduata daha hızlı yönlendirmek gibi görünüyor. KKM’nin toplam tutarı geçen hafta itibarıyla 83,5 milyar dolardı. TCMB’nin yakında sistemdeki fazla likiditeyi sterilize etmek için daha radikal önlemler alması muhtemel.

Ata Yatırım Hazine GMY Etem Öztekin: Döviz tevdiat hesaplarının KKM’ye dönmesi amaçlanıyor

TCMB, KKM’ye uyguladığı zorunlu karşılık oranını indirirken, diğer taraftan yabancı para mevduatlara uyguladığı ek zorunlu karşılık oranını artırdı. İki kararın netinde piyasadan bir miktar para çekmiş olacak. Bu da enflasyonla mücadele politikasıyla uyumlu bir hareket olarak değerlendirilebilir. İki kararı birlikte düşündüğümüzde asıl amaçlanan şeyin, döviz tevdiat müşterilerinin mümkün olduğunca KKM’ye geçirilmesi olduğunu düşünüyoruz. Nitekim son haftalarda mevduat akımlarına baktığımızda, daha önceki haftalarda görmediğimiz DTH’a geçişlerin olduğunu görmeye başlamıştık.

Kararların TL mevduatlarla ilgili doğrudan bir ilişkisi yok aslında. Bir tanesi KKM’nin zorunlu karşılığı, diğeri ise yabancı para mevduatların zorunlu karşılıkları. O yüzden TL mevduatlar üzerinde önemli bir etkisi olmayacağını düşünüyoruz. Ancak beklendiği üzere kararlar sonrasında diğer açık piyasa işlemlerinin de yardımıyla piyasadaki fazla TL likiditenin çekilmesi halinde TL mevduat oranlarında bir miktar artış görebiliriz. Uygulanan para politikasının etkinliğinin artması için bu tarafta mevduat faizlerinde bir miktar yükselişin gerekliliği konusunda politika yapıcılarının da aynı fikirde olduğu görüşündeyim.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir